التصنيفات
غير مصنف

Surah Âl-i Imran Suresi [33-37]

إِنَّ اللَّهَ اصْطَفَىٰ آدَمَ وَنُوحًا وَآلَ إِبْرَاهِيمَ وَآلَ عِمْرَانَ عَلَى الْعَالَمِينَ ( 33 ) 

Gerçekten Allah, Adem’i, Nuh’u, Ibrahim soyunu ve Imran soyunu âlemler üzerine seçkin kildi.

ذُرِّيَّةً بَعْضُهَا مِن بَعْضٍ ۗ وَاللَّهُ سَمِيعٌ عَلِيمٌ ( 34 ) 

Bir zürriyet olarak birbirinden gelmislerdir. Allah her seyi isitendir, bilendir.

إِذْ قَالَتِ امْرَأَتُ عِمْرَانَ رَبِّ إِنِّي نَذَرْتُ لَكَ مَا فِي بَطْنِي مُحَرَّرًا فَتَقَبَّلْ مِنِّي ۖ إِنَّكَ أَنتَ السَّمِيعُ الْعَلِيمُ ( 35 ) 

Imran’in karisi: “Rabbim, karnimdakini tam hür olarak sana adadim, benden kabul buyur, süphesiz sen isitensin, bilensin.” demisti.

فَلَمَّا وَضَعَتْهَا قَالَتْ رَبِّ إِنِّي وَضَعْتُهَا أُنثَىٰ وَاللَّهُ أَعْلَمُ بِمَا وَضَعَتْ وَلَيْسَ الذَّكَرُ كَالْأُنثَىٰ ۖ وَإِنِّي سَمَّيْتُهَا مَرْيَمَ وَإِنِّي أُعِيذُهَا بِكَ وَذُرِّيَّتَهَا مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ ( 36 ) 

Onu dogurunca -Allah onun ne dogurdugunu bilip dururken- söyle dedi: “Rabbim, onu kiz dogurdum; erkek, kiz gibi degildir. Ona Meryem adini verdim. Onu ve soyunu kogulmus seytanin serrinden sana ismarliyorum”.

فَتَقَبَّلَهَا رَبُّهَا بِقَبُولٍ حَسَنٍ وَأَنبَتَهَا نَبَاتًا حَسَنًا وَكَفَّلَهَا زَكَرِيَّا ۖ كُلَّمَا دَخَلَ عَلَيْهَا زَكَرِيَّا الْمِحْرَابَ وَجَدَ عِندَهَا رِزْقًا ۖ قَالَ يَا مَرْيَمُ أَنَّىٰ لَكِ هَٰذَا ۖ قَالَتْ هُوَ مِنْ عِندِ اللَّهِ ۖ إِنَّ اللَّهَ يَرْزُقُ مَن يَشَاءُ بِغَيْرِ حِسَابٍ ( 37 ) 

Bunun üzerine Rabbi onu güzel bir sekilde kabul buyurdu ve onu güzel bir bitki gibi yetistirdi ve Zekeriyya’nin himayesine verdi. Zekeriyya ne zaman kizin bulundugu mihraba girse, onun yaninda yeni bir yiyecek bulurdu. “Meryem! Bu sana nereden geldi?” deyince, o da: “Bu, Allah katindandir.” derdi. Süphesiz Allah, diledigine hesapsiz rizik verir.